-
1 karışık
беспоря́дочный впереме́шку* * *озвонч. -ğı1) сме́шанныйkarışık orman — сме́шанный лес
karışık süt — разба́вленное молоко́
2) врз. запу́танный, беспоря́дочныйkarışık bir oda — неу́бранная ко́мната, ко́мната в беспоря́дке
karışık iş — запу́танное де́ло
karışık zaman — сму́тное вре́мя, сло́жное вре́мя
3) прост. име́ющий связь с нечи́стой си́лой4) непоня́тный, нея́сный, смутныйkarışık bir ibare — непоня́тное выраже́ние
karışık bir ifade — пу́таное объясне́ние
-
2 болгавыр
karışık, kötü zaman -
3 sökmek
I vt1) demontieren, abmontieren, abbauen; ( parçalarına ayırmak) auseinandernehmen2) ( karışık bir yazıyı okumak) entzifferndört ayda okumayı söktü in vier Monaten hat er das Lesen geschafftII vişafak söküyor der Morgen dämmert2) ( çıkagelmek) eintreffen3) ( fam) ziehenbu bana sökmez das zieht bei mir nichtbu oyun her zaman söker dieser Trick zieht immer
См. также в других словарях:
Fikret Kızılok — Fikret Kızılok, né à Istanbul, en Turquie, le 10 novembre 1946 et mort d une maladie cardiaque, le 22 octobre 2001, est un chanteur et compositeur qui tient une place importante dans le monde du rock turc. Fikret Kızılok : Dans les années 60 … Wikipédia en Français
Sakin Olmam Lazım — Студийный альбом … Википедия
Mustafa Ülgen — (born 1945 in İnegöl Bursa Turkey) is a Turkish orthodontist. Contents 1 Biography 2 Publications 2.1 Publications In Turkish 2.1.1 E Books … Wikipedia
basit — sf., Ar. basīṭ 1) Yapılması veya anlaşılması kolay olan, karışık olmayan, bayağı Derin hislerden uzak, basit zevklere düşkün, bütün manasıyla alafranga bir adamdı. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Kolay En basit şeyi yazamayacak kadar cahildi. H. Taner 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dağılmak — nsz 1) Toplu durumdayken ayrılıp birbirinden uzaklaşmak Yolcular artık yavaş yavaş dağılıyorlardı. H. Taner 2) Değer ve birimler belli etkenlerle, oranlı olarak bölünmek 3) Parçalanarak yayılmak, ufalanmak Kentin eski merkezindeki evler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
pürüzlenmek — nsz 1) Pürüz oluşmak, pürüzlü duruma gelmek 2) Ses boğuk ve bozuk çıkmak Konserlerde sesi pürüzlendiği zaman böyle yapardı. R. N. Güntekin 3) mec. Bir iş, durum vb. karışık ve güç bir duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerinden oynamak — 1) yerinden ayrılmak 2) coşkulu, gürültülü, karışık bir zaman yaşamak Sol cenah uzun ve merhametsiz gülleler altında yerinden oynuyor. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük